Sevgi Mağazası’nın kurucusu ve fikir babası, Sinan Gülerci. Yoğun emek ve araştırmalar sonucu 2002 yılında Kadıköy’de 30 m2′lik bir alanda çalışmalarına başlayan “Sevgi Mağazası”, Sakıp Sabancı’nın kendi takım elbisesini bağışlamasıyla bir anda tüm insanların ilgi odağı haline gelmiş. Sinan Gülerci ve yakın arkadaşları başlarken; “Bu işi nasıl yapabiliriz ve nereye ulaştırabiliriz?” diye kafa patlaşmışlar ve öncelikle ofiste ikinci el eşyaları toplayarak yoksul ailelerin evlerine götürmüşler. Sakıp Sabancı bu konuyu fikir olarak çok benimsemiş, “Ben de size katılmak istiyorum.” demiş ve bir açılış organize edilmiş. Sosyal Sorumluluk Projesi olarak başlatılan bu organizasyon 2005 yılında dernek olarak faaliyetlerini sürdürmeye başlamış.
Son günlerde “Sevgi Mağazası’ndan ‘Bin çocuğa Bin oyuncak’” kampanyası ile yeniden gündemde olan dernek, bizim de dikkatimizi çekti. 2006 yılı Ocak ayından itibaren dernekte aktif faaliyetlere katılan ve sonrasında da Sevgi Mağazası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen işkadını ve anne Fazilet Şahin bu ayki konuğumuz oldu. Hem “Sevgi Mağazası”nı hem de evliliğini, işini, çocuklarını ve dernek çalışmalarını bir arada sevgiyle yürüten anne Fazilet Şahin’i tanımak istedik.
Siz Sevgi Mağazasına nasıl katıldınız ve dernekte neler yapıyorsunuz?
Önce arkadaşlarla sohbet ederken kendimi bir anda derneğin üyesi olarak buldum. Bu arada Anadolu’ya eşyalar göndermeye başladık. Koşuyolu’nda bir caminin alt katında 300 metre karelik yerde Sevgi Mağazası faaliyetlerini sürdürüyorduk. On dört tane makineden oluşan “Sevgi Çamaşırhanesi”ni kurduk. Amacımız, öğrencilere ve evinde çamaşır makinesi olmayanlara ücretsiz hizmet vermekti. Bir yıl kadar bu işi yapabildik. Aslında bu proje çok güzel yürüyordu. Bize yardım amaçlı gelen eşyalar da yıkanıp, ütülenip temiz olarak dağıtılıyordu. Projenin sürdürülebilirliğini şu anda sağlamaya çalışıyoruz, ancak Kadıköy Müftülüğü ile yaşadığımız bir problem nedeniyle Kadıköy’deki caminin alt katından çıkarıldık.
Bu yeri insanlara yardım amaçlı kullandığınızı, hiç değilse bir bölümünü kullanabilmeyi önerdiniz mi?
İstanbul İl Müftüsü’ne kadar gidip anlattık. Çözüm bulamadık. Kendi imkanlarımızla şimdiki yerimizi kiraladık. Yönetim kurulu üyeleri olarak şimdiki yerimizin kirasını ve sair masraflarını bizler karşılıyoruz. Bu zamana kadar nakdi bağış almıyorduk. Artık kira ve sair giderleri karşılamak için nakdi bağışı kabul ediyoruz. Burada çalışan herkes gönüllü, çalışanlarla ilgili giderlerimiz yok. 2007 yılında Sinan Bey’i aniden kaybettikten sonra bir yıldır derneğin başkanlığını da ben sürdürüyorum.
Bu gönüllülük esasına dayalı bir uğraşınızın yanı sıra mesleğiniz de var değil mi?
Maliye Bakanlığı’ndan emekli oldum. AB Derneği İstanbul Şubesi’nde yöneticilik yaptığım sırada bir şirketten iş teklifi aldım ve çok büyük bir şirketin insan kaynakları müdürü olarak üç yıl çalıştım. Bir süre sonra yarı zamanlı çalışmaya başladım ve o günlerde dernek faaliyetlerine ağırlık verdim. 2007 yılında İznik’te bir vakıftan teklif aldım. Şimdi oradayım, genel koordinatör olarak orada çalışıyorum.
Anneyiz Biz Dergisi, Mart 2009
2024 KURBAN BAĞIŞI İÇİN... TIKLAYIN 